20 Ağustos 2018 Pazartesi

BAŞKENT GEZİSİ

TARİH : 12-14 AĞUSTOS 2018 
GÜZERGAH : SİNOP-ÇANKIRI-KIRIKKALE-ANKARA
MESAFE : 1120 KM 
MOTOSİKLET : SUZUKİ İNAZUMA F

  Yine bir nöbetten çıktım, 3 gün boşluğum vardı. Nöbet yorgunu olmama rağmen yola çıkmak zorundaydım zira 3 gün boşluğun 1 gününü boşa geçirmek istemiyordum. Sabah 9 gibi eve gelip son hazırlıklarımı yapıp 10:00 civarında Sinoptan yola çıktım.
  Her zamanki gibi planımı yapmış Ankarada gideceğim gezeceğim yerleri googleda işaretlemiştim. Rota da belli idi. Kastamonu Ilgaz üzerinden Çankırıya gececeğim orada gezilecek bir kaç yeri gezdikten sonra akşam konaklamak ve ziyaret için Kırıkkaleye halama uğrayacaktım. Ertesi sabahta Ankaraya geçip Ankarada belirlediğim yerleri gezip gece otelde kalacaktım ertesi gün öğleden sonra yola çıkacaktım. Sadece kalacağım oteli belirlememiştim Kızılcahamam veya kızılay merkez düşünüyordum orada karar verdim. Yine baştan belirtmeliyimki burada gezdim yerlerin tüm fotoğrafları www.fotograflarlaturkiye.com adresinde olacaktır. Burada gezi anlatımı için çok az bir kısmı yer almaktadır.



















Her zamanki gibi rotayı paylaşayım. Sinoptan çıkıp Boyabat Kastamonu üzerinden Ilgaz dağından Çankırı devamında Kırıkkale. Ertesi gün Ankara merkez Kızılayda konaklama Akyurt üzerinden tekrar Çankırı ve devamında Tosya Kargı üzerinden Boyabat ve Sinopa dönüş. 



























 11 Ağustosta nöbetimi tutup 12 Ağustos Sabah 10 civarlarında İskelenin önünde kale civarlarında Sinoptan çıkış için bir fotoğraf.
Yine Hanönü civarlarında ki çeşmeden bir kare. 2016 yılındaki Falcon 250 İstanbul turu ilede burada durmuştum bu blogda var. Daha öncesinde 2006 yılında ailecek arabayla giderken durmuştuk ilk. Nedense burada takıntı başladı durmadan geçemiyorum :) Burdan sonra Ilgaz dağına kadar hiç durmadım. Milli parka çıkmadım ama Kastamonu çıkışında ılgaz yolunda sağ tarafta tesisler var, kahvaltı yapmadan çıktığım için acıktım saatde 12 yi bulmuştu. Günlerden pazar olduğu için epey kalabalıktı tesisler. Açık büfe yada serpme kahvaltı vardı bende o kalabalığa karışarak güzelce kahvaltımı yaptım fiyatta gayet makuldü, 20 TL gibi bir rakamdı. 
Sinoptan çıkarken depoyu fullemiştim ilk yakıtı Çankırıya gelmeden Ilgazda İstanbul yolu üzerinde aldım. 256 km yol katedip 9.97 litre benzin aldım. Buraya gelene kadar genelde 130-140 la agresif kullandım için yakıt tüketimi 3.89/100 km oldu. Genelde sürat yapmazsam bunun çok altında 3,5 larda oluyor tüketim. 
Ve Çankırıya girdim. Burada gezeceğim yerler belli idi. Önce müzeyi gezecek ardından çarşı turu yapıp Tuz mağarasına gidecektim. 

Tuz Mağarasından bir kaç görüntü ekledim. Tuz mağarası Türkiyenin en büyük kaya tuzu üretim mağarası imiş. Çankırı merkeze 18 km uzaklıkta ve yolu güzel. Saat 09:00-16:30 arası ziyaret açık ücretsiz ve bence gezmeye değer. Sadece mağara olarak değil şifa olarakta iyi olduğu söylenmekte. İçeride zaten tuzun vermiş olduğu ferahlığı hissedebiliyorsunuz. Ayrıca Ağustos sıcağında bile buz gibi olması cabası. İçerisi epey büyük ve gezmek biraz vakit alabiliyor.
Tuz mağarasına giderken arkadan bir motosiklette 2 kişi geçti beni. Mağara girişinde selamlaştık ve tanıştık. İsmail ve ferdi. Onlarda çerkeşten gelmişler bi kaç yer geziyorlar. Kaleyi ve cam terası ben bilmiyordum onlarla beraber gittik bi çay içtik kalede. Biraz sohbet dinlenme derken ben Kırıkkaleye doğru yola çıktım onlarda Çerkeşe döneceklerdi. Bir yol üzerinde daha bir dostluk edindim, okurlarsa selam olsun onlara burdan Sinopa beklediğimi buradan da tekrar edeyim.
Çankırı kalesinden bir görünüm. Aynı zamanda burada Safranboluda olduğu gibi bir cam teras var ama oranınkinden daha küçük. Ayrıca piknik alanları ve kafeteryası mevcut. Gidilince uğranılması gereken yerlerden. Kalede bittikten sonra akşam 18:00 sularında ben Çankırıdan Kırıkkaleye doğru yola çıktım. Bu arada unutmadan Çankırıdan hediyelik olarak tuz lambası alabilirsiniz, mağara girişinde, çarşıda veya il çıkışında yol kenarlarında satan çok. Işıklı gece lambası aynı zamanda nefes açıcı olduğu söyleniyor. Büyüklüğüne göre fiyatlar 20 ile 50 TL arasında değişiyor.
Akşam 20 civarı Kırıkkaleye vardım. Halamla akşam yemeği cay derken yorgunlukta var gec olmadan uyudum. Sabah 9 gibi kahvaltımızı yaptık ve ben Kırıkkaleden Ankaraya doğru yola çıktım. Zaten 1 saatlik mesafe idi. Halamla hatıra fotoğrafı çektim ve ayrıldık.


Ve Ankaraya giriş yapmıştım. Gezime ilk olarak Anıtkabirden başladım. Daha önce 1998 de ilk defa gitmiştim ve aradan 20 yıl sonra tekrar ziyaret ediyordum. Anıtkabir ziyareti ile başlayan gezim akşama kadar sürdü.
Ankara kalesine çıktım. Gezeceğim yerleri googleda işaretlediğim için telefonun navigasyonu ile kolayca buluyordum. Kalenin hemen giriş kısmında Rahmi Koç Müzesi var. Yakınlarındada Ulucanlar cezaevi Müzesi var. Ama cezaevini ertesi güne bırakmak zorunda kaldım pazartesi günleri kapalı imiş. 
Ankarada gezerken facebook sayfama ve whatsapp durumuma fotoğraflar atıyordum ara ara. Memleketim Zileden çocukluk arkadaşım gördü, hemen mesaj yazdı napıyorsun Ankarada falan diye. Kendisi Astsubay en son Silopide idi 15 gün önce onunda tayini Ankaraya çıkmış daha yerleşememiş bile ordu evinde kalıyorum dedi. Haberleşelim akşama buluşuruz dedik, 18:00 civarı Kızılay meydan da Erhanla buluştuk ordan Kuğulu Parka geçtik. Gece 22:00 a kadar beraber takıldık sohbet ettik eski günler ordan burdan. Aklımdayken Kuğulu Parka gitmeyin bence :) O kadar lüks bir mekan olmamasına rağmen nedir o fiyatlar abicim. 1 bardak çay 4.5 TL, Bir soslu et dürüm 41 TL. 2 kişi bişeyler yiyip içip çıkayım derseniz 100 TL den aşağı çıkamazsınız.


Geceyi Kızılayda Hotel Necatibeyde geçirdim. Açıkçası konumu ve sabah kahvaltısı dışında hiçbir artısı yoktu, birdaha gitsem kalmam orada. Odalar pis, karanlık, klima çalışmıyor, tv ler 20 senelik tüplü falan filan...Bide gecelik 85 TL yani.  Neyse kahvaltımı yapıp çıktım. 1 gün önce kapalı olan Ulucanlar Cezaevi müzesini ziyaret ettim. Buraya gelmek uzun zamandır aklımda idi. 2006 yılına kadar aktif cezaevi olarak çalışmış son 12 yıldır Müze olarak kullanılıyor. Burada zamanında Bülent Ecevit, Deniz Gezmiş, Yusuf İnan, Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet,  Yilmaz Güney, Talat Aydemir gibi bir çok ünlü siyasetçi gazeteci- yazar ve asker kalmış avlusunda tam 18 idam yapılmış. Gezerken bile insanın tüyleri ürperiyor. Yukardaki fotoğrafta o günlerin darağacı koruma altına alınmış. Yine müze alanı içinde arka tarafta Sanat Sokağı adı altında bir sokak var sanat eserlerinin sergilendiği orayıda turladım ve müzeden çıktım.
Cezaevi müzesinden sonra 1. Meclis binasına geldim. Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan tüm meclis görüşmelerinin yapıldığı binayı gezdim. Buna ait iç fotoğraflar yine web sitemde detaylı olarak mevcut. Aynı gün Kocatepe camiini, Gençlik parkını, kızılay meydanı, Kurtuluş Müzesinide gezdim ama baştada belirttiğim gibi tüm fotoğrafları buraya eklemiyorum hepsi web sitemde mevcut olacak.
Saat 14:00 ı gösterdiğinde artık yola çıkma vakti geldiğini düşündüm. Çok fazla oyalanmadan 5-6 saatte Sinopa dönebilirdim akşama ve karanlığa pek kalmak istemiyorum. Hem sürüş açısından daha güvensiz, hem hava daha serin oluyor ayrıca pek sevmiyorum etrafı göremeden gitmeyi. Yani motosikleti sadece sürmek için sürmüyorum, gezmek için sürüyorum. Burası Akyurt dan Çankırı yolu üzerinde sonra Kalecik civarları. Acıktım, bir yemek molası verdim. Fiyatlarda lezzetde fena değildi, en azından buradan memnun kaldım :)
Ve Kalecikteki yemek molasının ardından son molam. Tosya civarlarında çay molası. Burdan sonra Tosya çıkışında bir benzin aldım sadece Sinopa kadar hiç durmadan devam ettim. En son Sinop girişinde Opetten depoyu tekrar fulledim ve çay içtim biraz ısındım Dranazda üşümüştüm. Yanıma aldığım mont yazlık fileli mont olduğu için hafif rüzgar alıyor yükseklerde üşümeme sebep oluyordu, içlik yok kışlık montumuda kalabalık olmasın diye yanıma almamıştım. İlk gün çıkarken depoyu fulledim dönüşte girişte tekrar depoyu fulledim. Yani full alıp full bıraktım özellikle ölçüm yapmak istedim bu gezide. Toplamda 1120 km gezip 257 TL (40.63 litre) benzin aldım. 3.62/100 km ortalama ile bu geziyi bitirmiş oldum. Yeri geldi sürat yaptım yeri geldi 90 la gittim, Ankarada trafikte takıldım şehir içlerinde gezdim. Makul bir yakıt olarak değerlendiriyorum. Ayrıca çok şükür hiç bir kaza riski atlatmadan arıza, teker patlaması, sorun, sıkıntı yaşamadan bir gezimi daha bitirdim.  Bir sonraki gezi yazımda görüşmek üzere hoşçakalın...
 

1 yorum: